İnsan yaşamı uzun bir süreçtir ve tüm yaşam evreleri birbirinin ardından gelişir. Bir insan doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Bu süreçte yaşamlarını devam ettirmelerine insanların biyolojik unsurları yani sağlık gibi etkiler dışında psikolojik unsurlarda büyük etki ederler.
Yaşlanma genetik bir programla düzenlenen ve organizmada çevresel faktörlerin etkisiyle meydana gelen yapısal, işlevsel ve psikolojik değişmelerin toplamıdır. Yaşlanma kronolojik (doğum tarihine göre), biyolojik (anatomik ve fizyolojik değişikliklerle), ekonomik, sosyal (yaşlının hayattaki rolü), psikolojik yaşlanma alt tipleri olarak sınıflanabilir. Saç beyazlaması, yüzdeki kırışıklıklar, halsizlikler, kasların zayıflaması vb. şeyler bizlere yaşlılığın geldiğini ve insanların ölüme yaklaştıklarının habercisi olur. Yaş ilerledikçe, bireylerde ruhsal açıdan birtakım değişiklikler meydana gelmektedir. Eskiye olan özlemin gittikçe artması ve yaşlanmaya başlayan bireyle genç nesiller arasındaki mesafenin açılmasıdır. Her gün çeşitli yeniliklerle ve olaylarla karşılaşan ve bu yeniliklere uyum sağlayamayan yaşlı insanlar eskiyi her zaman özlem duyarlar. Gün geçtikçe yaşama dair her yeni şey, yaşlı bireyi ürküttüğü için alışkanlıklarını değiştiremez ve yeni durumlara uyum sağlayamaz Ve ayrıca tabi hücrelerimiz, sinirlerimiz veya kaslarımızın yenilemeyi tamamlayıp yıllandığını da düşünürsek bunlar sonucu sağlığımız hem psikolojik hem biyolojik olarak kötüye gidebilir veya çeşitli hastalıklar edinerek ölüme adım adım daha çok yaklaşabiliriz. Çünkü psikolojik yaşlanma ve biyolojik yaşlanma paraleldir. İşte tam bu noktada psikoloji devreye girer ve kötüye giden etkinin iyiye çevrilmesi için birçok faydası dokunabilir. Hepimiz ufak tefek rahatsızlıklardan da olsa hastaneye gittiğimizde stresten uzak durun uyarısını veya hepimiz bir yakınımız ameliyat olduğunda doktorundan moralini yüksek tutalım iyileşme hızlanır sözlerini duymuşuzdur. Ek olarak günümüzde birçok insandan bir gece de saçlarının bembeyaz olduğunu bile duyabiliriz. Tam bu noktada psikolojinin insan sağlığı ve yaşlanma etkisi üzerinde ne kadar büyük bir etkisinin olduğunu tekrar ve tekrar görebiliriz.
Bu doğrultuda psikoloji yaşlanmayı eğer psikolojimiz düzgünse ve stressiz bir yaşama sahipsek geciktiriyor fakat psikolojimiz iyi değilse stres altındaysak ve günlük hayatta birçok sorunla baş ediyorsak yaşlılık dönemi bizim için ne yazık ki hızlanıyor ve ölüme daha çabuk kendimizi teslim etmek zorunda kalıyoruz. İyi bir hayat felsefesi ile keyifli bir yaşlılık veya bir ömür geçirebiliriz. Yaş sağlıklı olmak için engel değildir. Düzenli olarak yapılan aktivitelerle 80-90 yaşında bile sağlıklı ve dinç olunabilir. Aynı doğrultuda zihnen, bedenen ve sosyal olarak aktif olan yaşlılar daha zinde ve dinç kalmaktadırlar.