Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) , ilk çocukluk yıllarında başlayan ve genellikle ergenlikte devam eden; asıl olarak dikkati toplamada güçlük, aşırı hareketlilik , istekleri önleyememe (dürtüsellik), yerinde duramama ve davranışlarda kontrol güçlüğü olan psikiyatrik bir bozukluktur. Olağandışı ve anormal davranışlarda bulunma halidir. Hiperaktivite bozukluğu bulunan bir birey yaşına ve gelişim seviyesine uygun olmayacak davranışlarda bulunur. DEHB, son derece önemli akademik, sosyal ve psikiyatrik sorunlara yol açan ve olumsuz etkileri yaşam boyu sürebilen bir hastalıktır. Toplumda görülme sıklığı %5-7 gibi bir orandadır ve bu oran maalesef ki büyük bir orandır, çocuklukta başlayıp %60-70 oranında, yetişkinlikte de devam edebilen bir rahatsızlıktır.
Weiss’ e göre hiperaktif bozukluğa sahip bir çocuk, dikkat süresi kısa olan, yerinde durma ve kendini kontrol etme ile ilgili güçlüklere sahip, davranışsal ve bilişsel açılardan impulsif, aşırı huzursuzluk gibi belirtiler sergiler. Dikkatini ve aktivitelerini kendi kendine düzenleyemediği için belli normlara sahip sosyal ortamlarda, farklı bireylerle olan etkileşimlerinde büyük ölçüde sorunlar yaşar. Okulda başarısızlık veya kapasitesi altında başarı gösterebilir. Zayıf dikkat-organizasyon ve dürtüsel, bilişsel stillerinin bir sonucu olarak öğrenme güçlüğü gözlenebilir. Ayrıca, anksiyete ve depresyon gibi ek psikolojik sorunlar da belirgin olabilir. (Weiss, 1996, 544).
Anormal hareketlilik ve dikkatsizlik öğrenmeyi etkileyen, akran ilişkilerinde, ev ortamında ve sınıf içinde önemli disiplin sorunlarına yol açan bir durumdur. Genellikle 3-5 yaşlarında çocuklar hareketlidir ve dikkat süreleri normale göre kısadır. Okul öncesi çağlarda çocuktaki bu hareketlilik çocuğun kendisine, ortamda bulunan arkadaşlarına ya da öğretmenlerine sıkıntı yaratıyorsa sorun olacaktır ve bu durum böyle devam edecektir. Kreşte sürekli hareket halinde olan, oyunları bozan, arkadaşlarını iten veya vuran, yemek yeme vakitlerinde zorluk çıkaran, tehlikeli olabilecek yerlere tırmanan ve atlayan çocuklar aile, arkadaşları ve eğitimcilerin yakınmaları üzerine araştırmacılar tarafından değerlendirilmekte ve bu dönemde de uzman danışmanlığı gerekebilmektedir. Ancak şunu bilmekte fayda var; bazı çocuklar, sadece enerjisi yüksek olduğu içinde hareketli olabilirler.
HİPERAKTİVİTE OLUŞMA NEDENLERİ
- Gebelik sırasındaki faktörler
- Annelikte kötü beslenme
- Annenin alkol ve sigara kullanması
- Kimyasal zehirler
- Zor doğum, doğum esnasında ve doğum sonrasında beyindeki oksijen eksikliği
- Demir eksikliği anemisi
- Genetik ve kalıtsal problemler
- Sinir sistemi bozuklukları
- Psikolojik sorunlar
- Enfeksiyonlar
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar üç ayrı grupta ele alınmaktadır:
- Hem dikkat hem aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunu olanlar;
- Sadece dikkat sorunları olanlar;
- Sadece aşırı hareketlilik-dürtüsellik sorunu olanlar.
Aşırı Hareketlilik
DEHB tanısı konulan öğrencilerin daha sağlıklı ve uyumlu bir yaşam sürebilmeleri için erken teşhis edilmesi ve eğitime erken başlanması önemlidir. Bu çocukların, genellikle okul ortamıyla tanıştıktan sonra fark edildikleri görülmektedir. Sınıfta sürekli koşan, gürültü yapan ve çok konuşan öğrenciler sosyal hayatlarında “hiperaktif” olarak değerlendirilirler. Ancak yaşının gereği hareketli olmakla aşırı hareketli olmak birbirine karıştırılmamalıdır. Bu hareketlilik çocuğun kendi yaşıtlarıyla karşılaştırıldığında belirgin düzeyde daha fazla olduğunda aşırı hareketlilikten söz edilmektedir. Ayrıca bu hareketlilik, oyun, anaokulu ve okul gibi günlük işlevlerde çocuk aile veya öğretmenler için sorun oluşturulduğunda aşırı hareketlilik diye nitelendirilmektedir.
Bundan dolayı, hareketlilik ile aşırı hareketlilik arasındaki farkların bilinmesi önem taşımaktadır. Bu farklar Tablo 1’ de sınıflandırılmış bir biçimde sunulmuştur:
Tablo 1 incelendiğinde, normal hareketlilikte davranışın bir amaca yönelik olması, aşırı hareketlilikte ise davranışın amaçsız olmasının, aşırı hareketlilik ile normal hareketlilik arasındaki en önemli farkı oluşturduğu görülmektedir. Aşırı hareketli öğrenciler özellikle dikkat toplamaları gereken durumlarda hareketlerini kontrol etmekte daha da zorlanmaktadır. Yine normal hareketlilik ile aşırı hareketlilik arasındaki farklılığın niteliksel değişiklikleri yansıttığı, aşırı hareketlilik ile yıkıcı davranışların bir arada bulunmasının hiperaktif çocukla normal çocuğu birbirinden ayırt eden en önemli unsur olduğu belirtilmektedir (Fettahoğlu ve Özatalay, 2006).
Dikkat Sorunları
Dikkatin bir noktaya toplanabilmesinde güçlük, dış uyaranlarla dikkatin çok kolay dağılabilmesi, unutkanlık, eşyalarını ve oyuncaklarını sık sık kaybetme ve düzensizlik gibi belirtiler dikkat sorunları bulunduğunu göstermektedir. İçine kapanık, az hareketli kişilerde de sıklıkla görülebilir ve anlık duygulara göre açığa çıkabilir. Uykusuzluk, stres gibi faktörlerle birlikte görülme olasılığı yüksektir. Zinde başlanan bir günde hiçbir olumsuz etkisi gözlemlenmeyebilir.
Dürtüsellik
Bir işi yaparken aceleci olma isteği, istekleri erteleyememe, konuşma esnasında söz kesme, sorulan sorulara hızlı yanıtlar verme, sıra beklemeyi sevmeme ve sırasını beklemekte güçlük çekme gibi özellikler dürtüsellik sorunlarının bulunduğunu düşündürür.
Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğuna Eşlik Eden Belirtileri ise;
- Dağınıklık, düzensizlik
- Dalgınlık, hayal kurma
- Tutarsızlık
- Koordinasyon güçlükleri, sakarlık
- Bellek sorunları
- Uyku sorunları
- Sosyal ilişkilerde sorunlar
- Saldırgan davranışlar
- Özgüven ve öz saygının azalması
Çocuklarda bu belirtilerin tümü görülmeyebilir. Belirtilerin görülmesi tanı için şart değildir ancak bu belirtilerin görülmesi tanıyı destekler. Tanı koyulmasıyla ilgili önemli olaylardan biri de belirtilerin hangi alanlarda görüldüğüdür. DEHB tanısı koyulabilmesi için en az iki alanda bu belirtilerin bulunması gerekmektedir. Ayrıca kız- erkek çocuklarında görülme sıklığı da değişmektedir. Erkeklerde görülme olasılığı kızlarda 4-8 kat daha yüksek oranda bulunmaktadır.
Bunlara ek olarak kızlarda daha çok dikkatsizlik belirtileri gösteren tip belirtileri fazlayken, erkeklerde aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri gösteren tipin daha fazla olduğu bilinmektedir. Dikkat eksikliği olan kız çocukların bu belirtileri çoğunlukla önemsenmediğinden veya geçiştirildiğinden uzmana bir bireye başvuru da bulunma olasılığı erkek çocuklara göre daha düşüktür.
DEHB TANI KONMASI
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konulabilmesi için belirtilerin 7 yaştan önce beliritlerin ortaya çıkmış olması gerekir, birden fazla ortamda ortaya çıkmış olması, süreklilik göstermesi ve çocuğun yaşamını olumsuz etkileyecek şekilde olması gerekir. Mesela , önceden böyle bir sorun yaşanmamış olduğu halde, 10 yaşında birden aşırı hareketli olmaya başlayan bir çocuk, evde son derece dürtüsel davranırken okulda böyle bir sorun yaşamayan bir çocuk ya da zaman zaman dikkat sorunları yaşayan bir çocuk için dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı düşünülmez; başka sorunlar araştırılır.
Genellikle, öğrenim süreci için gerekli olan dikkat süresi ve konsantrasyon gelişmesinin beklendiği ilköğretim yıllarında konmaktadır. Fakat dikkat sorunları olan çocukların dikkat problemleri çoğu zaman okul yıllarına kadar fark edilmez veya göz ardı edilmektedir. Maalesef tanı gecikmesi de hem aileler bakımından hem de çocuk açısından daha zor bir duruma dönüşebiliyor.
DEHB belirtileri gösteren bireyin sağlık personelleri tarafından DEHB için değerlendirmeye alınan kişinin çevresindekiler ile konuşması fazlasıyla önemlidir. Böylece yaşantısının farklı alanlarına olan etkisi bariz olarak ortaya çıkar.
*DSM–5 (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders): Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ve zihinsel hastalıklara tanı koymak için ölçütleri belirleyen Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı.
Dikkat eksikliği olan kişi:
- Detaylara dikkat etmez, sürekli hata yapar,
- Dikkatini korumada sıkıntı yaşar,
- Dinlemez görünür,
- Verilen komutları izlemede güçlük çeker,
- Organizasyon sorunu yaşar,
- Yoğun düşünme gerektiren işlerden kaçınır ya da bu işleri yapmaktan hoşlanmaz,
- Eşyalarını kaybeder,
- Dikkati kolayca dağılır,
- Günlük işlerini unutur.
BAZI ARAŞTIRMALARA GÖRE DEHB HASTALARININ YAŞAMLARINDAKİ SORUN YAŞAMA ORANLARI
- DEHB olanların olmayanlara göre okulu bırakma oranı (% 32-40),
- Üniversiteyi tamamlama oranı (% 5-10),
- Çok az ya da hiç arkadaşa sahip olmama oranı (% 50-70),
- İş yaşamlarında düşük performans oranı (%70-80),
- Antisosyal aktivitelerle ilgilenme oranı (%40-50),
- Sigara ve madde kullanma oranı çok daha yüksektir,
- Ayrıca, DEHB ile büyüyen çocukların, ergenlikte hamile kalma ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma oranı (),
- Yetişkinlik döneminde depresyon oranı (%20-30),
- Kişilik bozukluğu gösterme oranı (yüzde 18-25),
- Çeşitli şekillerde hayatlarını yanlış yönlendirme ve yaşamlarını tehlikeye atma durumları çok daha yüksek orandadır.
PSİKOLOJİK DESTEK VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Dünya’da ve Türkiye’deki tüm resmi çocuk psikiyatrisi klinikleri DEHB’nin genetik nedenli, nörobiyolojik bir hastalık olduğunu ve DEHB tedavisinde en önemli seçeneklerden birisinin ilaç tedavisi olduğu hakkında aynı görüştedirler. İlaç tedavisiyle birlikte uygulanan
bilişsel-davranışçı terapi, neurofeedback, play attention, ve dikkat artırma eğitimi gibi yöntemler tedavide hızlı etki gösteren bir başlangıçtır ve daha iyi oranda iyileşme sağlamaktadır.
Doktorunuz, hiperaktivitenizin altta yatan bir durumdan kaynaklandığını düşünürse, bu durumu tedavi etmek için ilaçlar reçete edebilir.
Tedavi sürecinde hormon seviyelerini de kontrol etmek ihtiyacı duyulur ve bunun için kan veya idrar örneği alabilir, çünkü hiperaktivite hormonal dengesizlikten de kaynaklanabilir. Örnek olarak, tiroid veya diğer hormonlarınızda bir dengesizlik olabilir.
Hiperaktivite ayrıca duygusal bir bozuklukla da ilişkili olabilir. Bu durumda, bir ruh sağlığı uzmanı tarafından tedavi edilecektir. Uzmanlar, hangi durumun olabileceğini belirlemek için semptomlarınızı gözden geçirecektir.
Bilişsel davranışçı konuşma terapisi, hiperaktiviteyi tedavi etmek için kullanılan yaygın uygulamalardır.Bilişsel davranışçı terapi de, düşünme ve davranış kalıplarınızı değiştirmeyi amaçlar. Konuşma terapisi, belirtilerinizi bir terapistle tartışmayı içerir. Terapist durumla nasıl başa çıkacağını ve etkilerini nasıl azaltacağını öğretebilir.
YÖNTEM
Evren ve Katılımcılar
Bu araştırmanın evreni genel olarak çocuklar üzerinde hiperaktivite ve dikkat bozukluğu teşhisi koyulan bireylerdir.
Veri toplama araçları
Çocukların okuldaki ve günlük hayattaki özellikle ailelerinin farkettikleri anormal davranışları ve davranış bozuklukları değerlendirilmiştir. Bu çalışmada çocukların ileriki yaşamlarında olumsuz etkilenmemesi için teşhis ve tedavi yöntemleri belirtilmiştir. Ek olarak ailelere sunulan kişisel bilgi formu düzenlenmiştir.